
Zeytinyağı Fenolleri ve Kolorektal Kanser (CRC) Üzerindeki Etkileri
Zeytinyağındaki (ZZY) fenoller, antitümör özellikleriyle dikkat çeken ve en çok araştırılan bileşenler arasındadır [45]. Zeytinyağının sabunlaşmayan kısmı fenolik bileşikleri içerirken, sabunlaşabilen kısmı ise oleik asit gibi tekli doymamış yağ asitleri (MUFA) açısından zengindir [46]. Fenolik bileşikler üç gruba ayrılır: basit fenoller (ör. tirosol, hidroksitirosol veya 3,4-dihidroksifeniletanol), fenolik asitler (ör. kafeik asit) ve flavonoidler (ör. kuersetin). En önemli kompleks fenoller arasında tirosol ve hidroksitirosol esterleri, oleuropein ve onun aglikonu bulunmaktadır [47]. Hidroksitirosol, tirosol ve oleuropein, benzer yapılara sahip olup zeytinyağında yüksek miktarlarda bulunur [48] (Tablo 2).
Araştırmalar, zeytinyağı polifenollerinin hücresel DNA’da oluşan oksidatif hasarı azaltarak CRC gelişimini engelleyebileceğini göstermektedir. Özellikle hidroksitirosol ve oleuropein gibi yüksek antioksidan polifenoller, zeytinyağı depolama sırasında oluşabilecek potansiyel kanserojen lipid peroksidasyon ürünlerini azaltabilir, pozitif epigenetik değişikliklere ve miRNA ifade düzenlemelerine yol açarak CRC riskini düşürebilir [49–51]. Oksidatif stres, organizmanın oksidan ve antioksidan sistemleri arasındaki dengesizlikten kaynaklanır ve genellikle serbest radikaller ile reaktif oksijen türlerinin (ROS) neden olduğu oksidasyon sonucu ortaya çıkar. Bu serbest radikaller, yağ asitlerine zarar vererek membran fonksiyonu ve bütünlüğünün kaybına, ardından da apoptoz ve nekroza yol açabilecek zincir reaksiyonları başlatabilir [52,53].
Birçok çalışma, hidroksitirosolün (HT) önemli antiinflamatuvar [54] ve antitümör etkileri [55] olduğunu göstermiştir. HT’nin diğer faydaları arasında endotelyal hücre fonksiyonlarının iyileştirilmesi [56], karaciğer steatozu üzerinde koruyucu etkisi [57] ve nöroprotektif özellikleri [58] yer alır. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) Diyet Ürünleri, Beslenme ve Alerjiler Paneli, HT’nin düşük yoğunluklu lipoproteinleri (LDL) oksidatif modifikasyonlara karşı koruyabileceğini belirtmiş ve günlük en az 5 mg HT ile türevlerinin (ör. oleuropein kompleksi ve tirosol) tüketilmesini önermiştir [59].
Mateos ve arkadaşlarının bir çalışması, zeytinyağı HT asetatının insan kolon adenokarsinoma hücreleri üzerinde antitümör aktivite gösterebileceğini ve programlanmış hücre ölümünde yer alan genlerin (BNIP3, BNIP3L, PDCD4 ve ATF3) transkripsiyonunu etkileyerek kaspaz-3 aktivasyonunu tetikleyebileceğini ortaya koymuştur. HT asetat ayrıca, karsinojen detoksifikasyonunu artırarak UGT1A10 ve CYP1A1 gibi ksenobiyotik metabolize eden enzimleri düzenleyebilir [28]. Diğer araştırmalar, HT’nin çeşitli tümörlerde hücre döngüsünü durdurup apoptozu indükleyerek kanser çoğalmasını engelleyebileceğini göstermiştir; buna kolanjiyokarsinom da dahildir [60].
HT, epidermal büyüme faktörü reseptörünün (EGFR) ifadesini azaltabilir ve kolon kanseri hücrelerinde hücre döngüsünü inhibe ederek cetuximab gibi EGFR’ye karşı monoklonal antikorların etkisini taklit edebilir [29]. Terzuoli ve ekibinin yakın tarihli bir çalışması, cetuximab kemoterapisi sırasında zeytinyağı içeren kontrollü bir diyetin potansiyel faydalarını önermektedir [30]. HT, EGFR inhibitörlerinin etkisini artırarak kolon kanseri hastalarında faydalı bir terapötik ajan olarak rol oynayabilir [30]. İlginç bir şekilde, kurkumin ve resveratrol gibi diğer polifenollerin de kemoterapötik ajanlarla kombine edildiğinde CRC üzerinde terapötik faydalar sağladığı görülmüştür [61,62].
Zeytin karasuyu (OMWW) kaynaklı HT açısından zengin saflaştırılmış ekstraktların, hem in vivo hem de in vitro olarak CT-26 CRC hücre hattında anti-anjiyojenik ve kemopreventif etkiler gösterdiği bulunmuştur [13].
Rossi ve arkadaşları, OMWW’den elde edilen ve A009 olarak adlandırılan saflaştırılmış, polifenol bakımından zengin bir ekstraktın özelliklerini araştırmıştır. A009, hem in vitro hem de in vivo olarak güçlü anti-anjiyojenik etkiler sergilemiştir. Aynı konsantrasyondaki HT’nin etkisiyle karşılaştırıldığında, A009’un anjiyogenezi inhibe etme potansiyeli daha güçlü bulunmuştur. Bu ekstrakt ayrıca endotelyal hücre proliferasyonu, göçü ve invazyonunu engellemede etkili olmuştur [27]. Bu bulgular, OMWW’nin tarımsal atık ürünlerini geri dönüştürerek kanser önleyici stratejilerde olası gelecekteki uygulamalarına ışık tutmaktadır.
Bir yanıt bırakın